Tâğut kelimesi luğatta/sözlükte, azgınlaşan, haddi aşan manasındadır. Istılahtaki/şeriattaki anlamına gelince; İslam alimleri tâğutun tanımında farklı tarifler ileri sürmüşlerdir. a. Şeytan veya Allah’ın dışında ibadet edilen her şeydir. Kâhin, Sihirbaz. b. Tâğut, Allah’a karşı haddin aşılıp, Allah’ın dışında ister kendi zorlamasıyla ister insanların kendi isteğiyleibadet edilen herşeydir. c. Allah’ın indirdiğinin dışındakiyle hükmedip insanları Allah’a karşı isyana teşvik edip azdıran azgın insandır ve bu tip insanların kurduğu düzen, kurum, vs.dir. Tağuta muhakeme olma konusunda tağuta muhakeme olmayı kabul etmeyen cemaat hocalarının görüşlerinden alıntılar yapacağım. Bizim alimlerimizin görüşlerini ve kendi araştırmalarımı ekleyerek bu…
Devamını OkuAbdülkadir Polat Kimdir?
Abdülkadir Polat, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden IŞİD davasının da sanıkları arasında.
Devamını OkuKüfür nedir? Şirk Nedir?
Küfür nedir? Şirk nedir? Küfür ve şirk arasındaki farklar nelerdir? İslam’a göre hangi durumda şirk, hangi durumda küfür olur? Küfür kelime olarak “örtmek” demektir. Dinî kavramlarda ise Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i Allah’tan getirdiği şeylerde yalanlayıp, onun getirdiği kesinlikle sabit dinî esaslardan bir veya birkaçını inkâr etmek anlamına gelir. Şirk sözlükte “ortak kabul etmek” anlamına gelmekte, terim olarak ise Allah Teâlâ’nın isim, sıfat ve fiillerinde, eşi, dengi ve ortağı bulunduğunu kabul etmek demektir. Müşrikler Allah’ın varlığını inkâr etmezler. O’ndan başka ilâh olduğunu kabul edip, onlara da taparlar veya isimleri,…
Devamını Okuİmâm Alusi Tevessülü Caiz Gördü mü?
İmam Alusi Hazretlerinin tevessülü kabul etmediği sözlerine geçelim. Bakalım, o ne demiş? İmam Alusi Hazretleri, “Ruhu’l-Beyan” isimli eserinde, PeygamberEfendimiz (asm)’in zatı ve makamı ile tevessül edilebileceğini beyan ediyor. (Alusi, Ruhul Beyan, VI, 128)Yine aynı eserde, Allah katında üstün bir yeri olduğu kesin bilinenkimseyle de tevessül edilebileceğini söylüyor. Yani İmam Alusi’ye göre, “dostlarının hatırına” denilebilir, ancak “dostun Ahmed Efendi hatırına” denilemez. Çünkü Ahmed Efendinin Allah katında rütbesi var mı yok mu bilinmiyor. Bu yüzden onunla tevessül, Allah’a karşı bir cürettir.İşte İmam Alusi Hazretleri böyle diyor. O’na şöyle cevap verilebilir: “Burada hüsnüzan…
Devamını Okuİmam-i Âzam ve İmam Âlusi Hazretleri gerçekten tevessülü inkar etmiş midir?
İmam Azam Hazretleri tevessülü mekruh görmüştür. Yine İmam Alusi Hazretleri de tevessülü caiz görmemiştir.
Bu iki büyük İmamın tevessülü caiz görmemesi, tevessülün caiz olmaması için kâfi bir delildir.
Devamını Okuİmam Azam Hazretleri tevessülü mekruh görmüşmüdür?
İmam Azam Hazretleri tevessülü mekruh görmüştür. Yine İmam Alusi Hazretleri de tevessülü caiz görmemiştir. Bu iki büyük İmamın tevessülü caiz görmemesi, tevessülün caiz olmaması için kâfi bir delildir
Devamını Okuİmam Azam Hazretleri tevessülü mekruh görmüşmüdür?
Onlar diyorlar ki: “İmam Azam Hazretleri tevessülü mekruh görmüştür. Yine İmam Alusi Hazretleri de tevessülü caiz görmemiştir. Bu iki büyük İmamın tevessülü caiz görmemesi, tevessülün caiz olmaması için kâfi bir delildir.”İşte onlar böyle diyorlar. Onlara göre hem İmam-ı Azam Hazretlerihem de İmam Alusi Hazretleri tevessülü çirkin görmüş. Onların bu sözlerine cevap verdiğimizde, onların hakikatleri gizledikleri ve delil göstermedeki acizlikleri ayan beyan ortaya çıkacaktır. Çünkü mesele, hiç de onların dediği gibi değildir. Dilerseniz önce meseleyi izah edelim, sonra, konuyu nasıl çarpıttıkları üzerinde konuşalım:Önce İmam-ı Azam Hazretlerinin böyle bir sözü var mıdır,…
Devamını OkuÖlüler İşitir ve Görür
Ölüler Aziz ve Celil olan Allah’ın izniyle işitir ve görür. Bu işitme ve görme aslında baş gözü ve baş kulağıyla değildir. Gerçek işitme ve görme mahali ruhtur. Bizim bu kitapta bu meseleyi başa almamızın sebebi şudur; Tevessül, teberrük ve istiğase meseleleri bu konu ile bağlantılıdır. Biz bu bağlantıları İnşallah izah edeceğiz. Ölülerin işitmediğini savunanlar “selefi” ismi altında olup ama Hakikatte Selefi Salihin itikadıyla alakaları olmayan kişilerdir. Onların ölülerin işitmeme ve görmeme meselesi ile ilgili tek bir tutarlı ispatları yoktur. Onlar kendilerince iki ayete dayanırlar. Ama o ayetlerin de aslında ölülerin…
Devamını OkuKabir Hayatı deli 5: Âli İmran suresi 169. Ayet
Kabir hayatının hak olduğuna dair göstereceğimiz Beşinci Delil, Âl-i İmran suresinin 169. ayetidir. Bu ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur: وَلاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَمْوَاتًا Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler zannetmeyin! بَلْ أَحْيَاءٌ Bilakis onlar diridirler عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ ve Rableri katında rızıklanırlar. Şimdi, bu ayet-i kerimeyi tahlil edelim: Bu ayet-i kerimede, Allah yolunda öldürülenlerin ölü olmadığı ve Allah katında rızıklandırıldığı haberi verilmektedir. Hatta İmam Şafi Hazretleri bu ayeti delil getirerek, şehidin yıkanmayacağı ve üzerine cenaze namazı kılınmayacağına hükmetmiş ve şöyle demiştir: “Şehide cenaze namazı kılınmaz. Zira cenaze namazı ölünün üzerine kılınır.…
Devamını OkuKabir Hayatı deli 4: Bakara suresi 28. Ayet
Kabir hayatının hak olduğuna dair göstereceğimiz Dördüncü Delil, Bakara suresinin 28. ayetidir. Bu ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur: كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللَّهِ Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz, وَكُنْتُمْ أَمْوَاتاً فَأَحْيَاكُمْ Halbuki sizler ölüyken sizleri o diriltti, ثُمَّ يُمِيتُكُمْ Sonra sizleri öldürecek, ثُمَّ يُحْيِيكُمْ sonra sizi diriltecek, ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ Sonra da ona döndürüleceksiniz. Şimdi, bu ayet-i kerimeyi tahlil edelim: Ayetin başında geçen, وَكُنْتُمْ أَمْوَاتاً فَأَحْيَاكُمْ Sizler ölülerken sizleri diriltti, ifadesindeki أَمْوَات tabiri “ölüler” demektir. Bundan maksat: Kendisinde hayat olmayan ve babaların bel kemikleri arasında olan menilerdir. Demek bu ifadeyle insanın ilk haline dikkat çekilmiş ve babalarının sulbündeki hâli nazara verilmiştir. İnsan, bu halinde…
Devamını Oku