Ebu Hamid bin Merzuk ‘Ehl’i Sünnetin Müdafası Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Ak’aidi’l-Muhalifin min’ adlı eserinde şöyle diyor: “İbni Teymiyye’nin rubûbiyyet tevhidi ile ulûhiyyet tevhidi hakkındaki görüşüne yazdığı eserlerin dört yerinde ayrı ayrı rastladım. Okuyucuların anlaması için önce İbni Teymiyye’nin bu görüşlerini zikredip sonra iptal edeceğim: Ebu Hamid bin Merzuk: Ben de şunu derim ki, İbni Teymiyye, yazdığı eserlerinde arzusunu, avam tabakası ile onlara benzer birçok sahte fakihlerin pazarlarında değerlendirilmesi için, sâlih Selef zâtlarından, Kur’ân ve hadisten bahsetmekle onları şaşırtmıştır. Ancak İbni Teymiyye yukarıda geçen bu sözü ile görüşlerini açıklamış, söylediği şeyleri ne…
Devamını OkuKategori: Selefilere reddiye
Niçin Allah’dan Başkasından Yardım İstenilir? İstiğase – 1. Bölüm
İbni Mesud Hazretleri tespihe karşı mıydı?
Selefiler diyorlar ki:İbni Mesud Hazretleri, tespih kullanmayı caiz görmemiş ve bunakarşı çıkmıştır. Bununla ilgili de şu hadiseyi naklediyorlar:Ömer b. Yahya, dedesinden şöyle nakletmiştir:Sabah namazından önce, Abdullah İbni Mesud’un kapısında oturuyorduk.Evinden çıkınca beraber mescide yürüyecektik. Ebu Musael-Eşari yanımıza geldi. “Abdullah daha dışarı çıkmadı mı?” diyesordu. “Hayır” dedik. O da bizimle beraber beklemeye başladı. Derkenİbni Mesud evinden çıktı. Hepimiz kalkıp etrafını sardık. EbuMusa ona: “Ey Abdullah! Az önce mescitte, garibime giden, beni korkutanbir iş gördüm. Yemin olsun ki, şüphesiz o kesinlikle hayırlı biriştir.” dedi.İbni Mesud: “Neydi o iş?” diye sordu. Ebu Musa:…
Devamını OkuYemâme’de Sahabe’nin “Ya Muhammedâhu“Demesi
Yemâme Savaşı yalancı Peygamber Müseylimetü’l-Kezzab taraftarlarına karşı yapılan bir savaştır. Hazreti Ebû Bekir (Radiyallâhu Anh), Müseylime’nin üzerine önce İkrime b. Ebû Cehil (Radiyallâhu Anh) komutasında bir ordu gönderdi. Ancak, kendine yardımcı kuvvet olarak gönderilen Hazreti Şurahbil’i (Radiyallâhu Anh) beklemeden savaşa girdiği için başarılı olamadı. Daha sonra Hâlid b. Velîd (Radiyallâhu Anh) komutasında bir ordu gönderildi ve savaş kazanıldı.İbn Teymiyye’nin talebesi Hafız İbn Kesîr’in naklettiğine göre, Yemâme Savaşı’nda Müslümanların şiâni (olis l ) “Ya Muhammedâhu” Ya Muhammed!” (Türkçesi Ey Muhammed imdadıma yetiş!) sözleriydi.849 Hâlid b. Velîd (Radiyallâhu Anh) da bu sözü…
Devamını Okuİmâm Mâlik’in Tevessül Hakkındaki Görüşü
Niçin yönünü ondan çevireceksin? Hâlbuki o, senin baban Âdem (Aleyhisselâm)’ın vesilesidir. Bilakis Rasûlullâh’a yönünü dön! Onun şefaatini iste, seni affeder.” dedikten sonra,
Devamını Okuİmam Şafii’nin Sözünde Değişiklik Yaptılar.
İmam Şâfiî Hazretlerinin şöyle dediğini iddia ederler: “Sabah tasavvuf’a giren, öğleye deli olmadan çıkmaz.”
Devamını OkuTağuta Belli Şartlarda Muhakeme Olunur.
Tâğut kelimesi luğatta/sözlükte, azgınlaşan, haddi aşan manasındadır. Istılahtaki/şeriattaki anlamına gelince; İslam alimleri tâğutun tanımında farklı tarifler ileri sürmüşlerdir. a. Şeytan veya Allah’ın dışında ibadet edilen her şeydir. Kâhin, Sihirbaz. b. Tâğut, Allah’a karşı haddin aşılıp, Allah’ın dışında ister kendi zorlamasıyla ister insanların kendi isteğiyleibadet edilen herşeydir. c. Allah’ın indirdiğinin dışındakiyle hükmedip insanları Allah’a karşı isyana teşvik edip azdıran azgın insandır ve bu tip insanların kurduğu düzen, kurum, vs.dir. Tağuta muhakeme olma konusunda tağuta muhakeme olmayı kabul etmeyen cemaat hocalarının görüşlerinden alıntılar yapacağım. Bizim alimlerimizin görüşlerini ve kendi araştırmalarımı ekleyerek bu…
Devamını Okuİmam Azam Hazretleri tevessülü mekruh görmüşmüdür?
İmam Azam Hazretleri tevessülü mekruh görmüştür. Yine İmam Alusi Hazretleri de tevessülü caiz görmemiştir. Bu iki büyük İmamın tevessülü caiz görmemesi, tevessülün caiz olmaması için kâfi bir delildir
Devamını OkuKüfrün En Belirğin Elameti
Küfrün en belirgin alâmeti, dinin temel esaslarından birini veya tamamını reddetmek yahut onları beğenmemek, önemsememek ve değersiz saymaktır.
Devamını Okuİman ve Amel Arasındaki bağ
İslam’da iman amel ilişkisi kısaca nedir? İman amel ilişkisi niçin önemlidir? Amel ile iman arasında çok yakın bir ilişki vardır. Kur’an-ı Kerîm’in birçok ayetinde iman ile sahih amel yan yana zikredilmiş, müminlerin salih amelleri işleyerek maddî-manevi gelişmelerini sağlamaları ısrarla istenmiştir. AMEL NEDİR? Amel, iradeye dayalı iş, davranış ve eylem demektir. Esasen tasdik ve ikrar da birer ameldir. Ancak amel deyince daha çok kalp ve dil dışında kalan organların ameli anlaşılmaktadır. Bu durumda iman ile amel birbirinden ayrı şeyler olmasına, amelin imanın bir parçası olmamasına rağmen, her ikisi arasında çok sıkı…
Devamını Oku